DEĞERLENDİRME |
Gazeteciler açısından yoğun bir çalışma temposunun olduğu Mart ayını geride bıraktık. 8 Mart, Newroz gibi önemli günleri barındıran Mart ayında sayıları milyonları bulan halklar alanlara çıktı ve bir kez daha barışı, özgürlüğü, adaleti haykırdı. Toplumun gözü, kulağı, sesi ve dili olmaya çalışan gazeteciler de taleplerin güçlü bir şekilde dile getirildiği alanların haykırışını tüm dünyaya yansıtmaya çalıştı. Öncelikle ülke çapında yoğun bir çalışma temposuyla faaliyet yürüten ve kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla gecesini gündüzüne katan tüm basın ve medya emekçilerini selamlıyor, kutluyoruz.
Tabi gazeteciler sadece bu yoğun iş temposuyla geçirmedi bu ayı. Mart ayında gazetecilere ve basın yayın organlarına dönük ihlaller yine dur durak bilmedi. Gazetecilere dönük saldırı ve gözaltılar, tehdit ve kötü muamele, haber takibinin engellenmesi gibi uygulamalar yoğun bir şekilde yaşandı. Raporumuzun verilerine de bakıldığında görüleceği üzere bir ay içerisinde gazetecilerin haber takibi 15 kez engellendi. 6 gazeteci gözaltına alınırken, 4 gazeteci de saldırıya uğradı. Bu uygulamalar, gazetecinin yaşam ve güvenliğine yönelik ciddi ihlaller olduğunu gösterir nitelikte.
Yine Mart ayında gazetecilere dönük soruşturma ve dava ve cezalar da eksik olmadı. Yaptıkları haberler nedeniyle haklarında soruşturma açılan gazetecilere açılan davalarla adeta “neden haber yaptıkları” sorgulanır hale geldi. Yine raporun ayrıntılarına baktığımızda bu ay içerisinde 60 gazetecinin hakim karşısına çıkması ve bunlardan 13’üne 32 yılı bulan cezaların verilmesi aslında yapılmak istenen hukuksuzluğu gözler önüne sermektedir. Halen hapishanelerde onlarca tutuklu gazetecinin bulunması ve tüm çağrılara rağmen serbest bırakılmaması da bu hukuksuzluğu katmerleştirmektedir.
Mart ayı içerisinde en çok göze çarpan ihlallerden biri de internet haber sitelerine getirilen erişim engelleri oldu. 6 internet sitesi “Millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması” gibi uyduruk gerekçelerle erişime engellendi. Daha dün, yani Nisan ayının ilk gününde ülkenin tek kadın haber ajansı olan JinNews’in internet sitesine bir kez daha erişim engeli getirildi. Anayasa Mahkemesi’nin erişim engelleriyle ilgili verdiği ihlal kararlarına rağmen basın yayın organlarına yönelik bu yaklaşım, aslında ülkenin nasıl baskıcı bir rejimle yönetildiğini ortaya koyuyor. AKP tarafından Meclis’e getirilen torba kanun teklifinde şirketlere dair haber yapan gazetecilerin 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması öngörülüyordu. Neyse ki tepkiler üzerine bu madde torba kanundan çıkarıldı. Ancak, Türkiye’de haberlere erişim yasağı getirmekle yetkili 20’nin üzerinde kurum bulunmakta. Yani devlet organlarının, hükümet yetkililerinin hoşuna gitmeyen bir haber, muhalif ve özgür yayıncılık yapmak isteyen bir internet sitesi çok kolay bir şekilde erişime kapatılıp engellenebiliyor. Bu tam bir hukuksuzluk örneğidir ve biz gazeteciler bu hukuksuzluğu kabul etmiyoruz.
Tüm bu anlattıklarımız ülkenin içerisinde bulunduğu garabetin açık yansımalarıdır. Düşüncenin açıklanmasından korkan, ifade özgürlüğün yasaklayan, gazeteciyi çalışamaz hale getiren bir sistem topluma da hiçbir şey veremez. Evrensel hukuk ve sözleşmelerle çalışmaları garanti altına alınan gazetecilere reva görülen bu uygulamalar, ayrıca halkın haber alma hakkında da vurulmuş bir darbedir. Bu nedenle bir kez daha, iktidara bu yönelimlerden vazgeçmesi çağrısı yapıyoruz. Eğer Meclis’ten bir yasa çıkarılacaksa bu, gazetecilerin korunması, düşünce ve ifade özgürlüğünün, bir bütünen basın özgürlüğünün garanti altına alınmasını sağlayan bir yasa olmalıdır; gazetecilere dönük engellemelerin, yayın yasaklarının saldırıların önlenmesi yasası olmalıdır.
Tüm bu temennilerle bir kez daha “Özgür basın, özgür toplumdur” diyor, içinde bulunduğumuz Nisan ayı ve sonraki tüm ayların gazeteciler açısından daha özgür ve yaşanılır bir süreci beraberinde getirmesini diliyoruz.