Türkiye’de çok tartışılan ve artık hiçbir kesim tarafından kabul edilmeyen kayyım uygulaması AKP-MHP iktidarı tarafından tekrardan devreye konulmuştur. İstanbul'dan Esenyurt ile başlayan Batman, Mardin, Halfeti, Dersim, Ovacık ve Bahçesaray ile devam eden kayyım uygulaması birçok merkezde halkın büyük tepkisine ve protestolara neden olmuştur. Kayyımlarla birlikte basın özgürlüğüne dönük saldırıların da en yoğun yaşadığı bir ayı geride bıraktık.
Kayyıma karşı birçok yerde halk sokağa çıkmış, protesto hakkını kullanmıştır. Ancak birçok noktada polis, halka saldırmış, günlerce süren olaylar yaşanmıştır. Polisin bu saldırılarında meslektaşlarımız defalarca kez hedef alınarak gözaltına alınmış ve haber takipleri engellenmiştir. Batman’da basına dönük saldırılar ise Türkiye’nin basın özgürlük tarihinde kara bir leke olarak yerini almıştır. Batman’da 4 Kasım’da başlayan olaylarda Batman Sonsöz gazetesinin bürosu basılmış, gazetenin muhabiri Serhat Aslan gözaltına alınmıştır. 5 Kasım’da ise JINNEWS Muhabiri Pelşin Çetinkaya, Gazeteci Mizgin Sönük ile Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Veysi Akören darp edilerek gözaltına alınmıştır.
8 Kasım’da da Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Veysi Akören, sokakta meslektaşları ile birlikte yürüdüğü esnada yüzü maskeli, kendisini polis olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırılmak istendi. Çevredekilerin tepkisi sonucu Akören kaçırılmaktan kurtuldu. Basın meslek örgütlerinin tepkisine rağmen Batman Valisi, yüzü maskeli olan kişilerinin kim olduğunu açıklamak yerine Akören'i hedef gösterdi.
Sahadaki gözaltı, baskı, şiddet ve haber takibini engelleme yetmezmiş gibi kayyımı eleştiren haber ve paylaşımlarda bulunmak da suç sayıldı. 10Haber Muhabiri Furkan Karabay yerine kayyım atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'le ilgili yargılama sürecine dair haberi ve paylaşımlarından sonra gözaltına alınarak tutuklandı. Halkın iradesini gasp eden Esenyurt kayyımı ise belediyede çalışan basın müdürü, basın danışmanının görevine son verirken, kameraman olarak çalışan iki kişinin de görev yerini değiştirdi.
Basına dönük saldırılar sadece kayyım protestoları ile sınırlı kalmadı. Sadece haber yaptıkları için ve bu haberler karşılığında telif aldıkları için çoğunluğu serbest gazeteci olan 14 gazeteci gözaltına alındı. Gazeteciler Roza Metina, Ahmet Sümbül, Erdoğan Alayumat (serbest gazeteci), Bilge Aksu (serbest gazeteci), Tuğçe Yılmaz (Bianet), Suzan Demir (Gazete Duvar), Serap Güneş (serbest gazeteci), Havin Derya, Mehmet Uçar (serbest gazeteci), Bilal Seçkin (serbest gazeteci), Baver Yoldaş, karikatürist ve gazeteci Doğan Güzel, Berfin Atlı ve Mehmet Yaşar Abatan gözaltına alındı. Üç günlük gözaltı işlemlerinin ardından Mehmet Üçar ve Zana Aksu tutuklandı.
Kasım ayında 21 gazeteci gözaltına alındı. Bu sayı, son yıllarda gazetecilere dönük saldırıların en zirve yaptığı ay olmuştur. Sayının çokluğu bile bize; gazetecilerin özgür çalışma koşulların giderek yok edildiğinin, basın ve ifade özgürlüğünün artık dip noktaya geldiğinin göstergesidir.
Gazetecilere dönük şiddetin sadece sokaklarda değil meclisin içerisine kadar girdiğini gözlemledik. MHP Lideri Devlet Bahçeli, haftalık grup toplantılarında basın mensuplarına dönük tehditlerini artık sıradanlaştırdı. Basın mensuplarını “Not alıyoruz” şeklinde tehdit eden Bahçeli’ye basın örgütleri “Artık yeter” diye tepki gösterse de yargı mercileri üç maymunu oynama devam ediyor.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, İçişleri Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesi görüşmelerine gelen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile kayyum atamalarına tepki gösteren muhalefet milletvekilleri arasında çıkan arbede sırasında Bakan Yerlikaya, görüntü almaya çalışan ANKA Haber Ajansı kamerasına yumruk attı. Gazetecileri korumak ile sorumlu olan bir bakanın meslektaşımıza yaptığı bu saldırıyı kınıyor, bu yumruğun dahi Türkiye’de gazetecilerin güvende olmadığının en çıplak hali olduğu gerçeğini yineliyoruz.
Son olarak 25 Kasım’a da ayrı bir parantez açmak istiyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadele gününde on binlerce kadın alanlara çıkarak kadına dönük şiddete ve cinayetlere karşı güçlü bir duruş sergilemiştir. Bu eylemlerde de çok sayıda gazetecinin haber takibi engellenmiş, Özgür Yurttaş Muhabiri İrem Kabataş gözaltına alınmıştır.
Tüm bu saldırılara karşı gazeteciler, bir kez dahi geri adım atmamış, bulundukları her yerde mesleklerini icra etmeye devam etmişlerdir. Gözaltına alınan meslektaşlarımız bırakıldığı anda görevlerinin başına dönerek haber yapmaya, hakikati yazmaya devam etmiştir. Hem kayyım protestolarında açığa çıkan meslektaşlarımıza dönük saldırılar hem de Eskişehir merkezli operasyonda gazetecilerin gözaltına alınması güçlü bir şekilde protesto edilmiş ve geri adım atılmayacağı mesajı verilmiştir. 18 meslek örgütü bir araya gelerek güçlü bir dayanışma ağını açığa çıkarmıştır. Bizlere düşen görev; bu dayanışma ağını büyütmektir