2021 YILI MART AYI GAZETECİLERE YÖNELİK HAK İHLALLERİ RAPORU

DEĞERLENDİRME

Mart ayını da basın özgürlüğünü yaralayan uygulamalarla geride bıraktık. Bir ay boyunca gazeteciler şahsında mesleğimiz hedef alınmaya devam edildi. Gözaltılar, hapis cezaları, soruşturmalar ve daha birçok baskı aygıtıyla gazeteciler susturulmaya, gazetecilik de kontrol altına alınmaya çalışıldı. Gazeteciliğin hedef alınması aynı zamanda toplumun da hedef alınmasıdır. Basın emekçilerine yönelik baskıların temel amaçlarından biri de halkın gözünü ve kulağını kapatmaktır. İktidar, toplumun geçekleri görmesini engellemek, doğruları duymasının önüne geçmek istiyor. Tüm bu yönelimlerin kaynağı da bu istektir.

 

Mart ayı verilerine baktığımızda gazetecileri susturmak amacıyla özellikle yargının yoğun bir çaba içerisinde olduğunu gözlemlemekteyiz. Bir ay içerisinde yüzü aşkın gazeteci yargılandıkları davalardan hakim karşısına çıkarken, gazetecilere çeşitli davalardan yine cezalar verildi. Gözaltına alınan gazetecilerin yanında, gazetecilerin haber takibinin engellenmesi dikkat çekici bir nokta. Gazeteciler hedef gösteriliyor, saldırılara maruz bırakılıyor, gazeteci susturulmak için türlü yola başvuruluyor.

Raporumuzda da görüleceği üzere yine en dikkat çekici uygulamaların başında gazetelere yönelik verilen ilan reklam cezaları, televizyonlara da RTÜK eliyle verilen cezalar göze çarpıyor. Ayrıca internet haberciliğinin yaygınlaştığı bir süreçte bu mecrada sesini duyurmaya, haber yapmaya çalışan gazetecilerin haberleri de çeşitli gerekçelerle engelleniyor. İnternet sitelerine getirilen erişim yasağının yanında direk haberlerin yayından kaldırılması kararları adeta haberciliğe vurulan bir darbedir.

 

Helikopterden atılan köylülerin gördüğü işkenceyi haberleştirdikleri için 6 ay önce tutuklanan meslektaşlarımız, Adnan Bilen,  Cemil Uğur, Şehriban Abi ve Nazan Sala ilk duruşmada tahliye edildi. Bu, geç kalınmış bir karardı. Arkadaşlarımız hiç tutuklanmamalı aksine ortaya çıkardıkları gerçeklerden dolayı ödüllendirilmeliydi. Her şeye rağmen 4 arkadaşımızın özgürlüğüne kavuşması sevindirici bir gelişmeydi. Ancak bu sevincimiz de sadece birkaç gün sürdü. Öyle ki JinNews muhabiri Beritan Canözer dün gözaltına alınan kadınlar arasındaydı. Bu durumu kabul etmediğimizi belirtiyor, Beritan’ın biran önce serbest bırakılması gerektiğini vurguluyoruz. Bu vesileyle onlarca meslektaşımızın da halen cezaevlerinde tutulduğunu hatırlatıyor ve aynı çağrıyı onlar için de yapıyoruz. Gazetecilerin tamamı serbest bırakılmalı ve mesleklerini yapmaya devam etmelidir.

 

Henüz Nisan ayının başlarındayız. Ancak daha şimdiden yaşananlar bu ayın da basın ve ifade özgürlüğü açısından baskılarla geçeceğini gösteriyor. AKP-MHP iktidarının bu politikaları basın özgürlüğünü tamamen ortadan kaldıracak bir boyuta ulaştı. Bu durumun gerçekleşmesi büyük bir karanlığı da beraberinde getirecektir. Toplumun karanlığa hapsedilmemesi için baskı politikalarından vazgeçilmeli, hem gazetecilerin hem de toplumun haklarına saygı duyulmalıdır. Gazeteci, temel ilkeler çerçevesinde her türlü haberi yapabilmeli, toplum da yaşananları tüm yönleriyle doğru bir şekilde görebilmeli, okuyabilmelidir. Açıklamamızı “Özgür basın özgür toplum” şiarını hatırlatarak bitiriyor, her koşulda gazeteciliği savunmaya devam edeceğimizi belirtiyoruz.