Kenan Karavil

Merhaba,

Sevgili arkadaşlar; öncelikle başta siz DFG çalışanları başta olmak üzere tüm dışarda olan basın emekçilerine, meslektaşlarıma selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Göndermiş olduğunuz 11.10.2021 tarihli dayanışma mektubunuzu aldım. Mektubunuz biraz geç elime ulaştı. Ama ben fazla zaman kaybetmeden cevap olmaya çalışıyorum, umarım tez elden elinize ulaşır. Malum, bu son dönemlerde mektuplarımız geç ulaşıyor sahiplerine. Bize de haliyle geç geliyor. Örnek verirsek sizin mektup tam 25 gün sonra elime ulaştı, gönderdiğiniz tarihi baz alarak söylüyorum.

Sevgili Arkadaşlar; göndermiş olduğunuz mektupta 2020 Ocak ayında kurulduğunuzu belirtmişsiniz. Öncelikle kuruluşunuzun 2. yılı yaklaşıyor bu vesileyle tekrardan tüm DFG çalışan ve meslektaşlarıma hayırlı olsun diyorum. Malumunuz bu son yıllarda birçok gazete vb. son yasalarla içeriye verilmiyor. Ondan kaynaklı birçok şeyden haberimiz yok. Öyle dost ve arkadaşlardan aldığımız sınırlı mektupla haber alma olanağımız oluyor. O da gecikmeli olmasından kaynaklı güncelliğini yitiriyor. Şu ana kadar dönem dönem kimi basın kuruluşlarından mektuplar alıyorum, cevap olmaya çalışıyorum. Az çok tahmin edebiliyorum siz dışarda olan meslektaşlarım ne şartlarla mesleğinizi icra ettiğinizi tahmin edebiliyorum. Kimi arkadaşlar birçok kovuşturmayla karşı karşıya kalıyor ve şimdi sayılarını hatırlamadığım arkadaşlar cezaevinde. Bu da gösteriyor kuruluşunuz tam da isabetli olmuş.

Değerli arkadaşlar, yazdığınız mektupta dosyamın ve yargılandığım dosyalara ilişkin genel ve güncel bilgileri sizlerle paylaşmamı istemişsiniz. Şu ana kadar belli aralıklarla zaten kimi basın kuruluşlarıyla güncel ve yaşanan durumları yazdım. Hem kuruluşunuzun yeni olması ve ilk mektubunuz olması vesilesiyle sizlere detaylı yazmaya çalışacağım. Yine aşağıda yazacağım dosyalarımın avukatının telefon nosunu eksik veya öğrenmek istediğiniz bir şey olursa ondan öğrenebilir, netleştirebilirsiniz.

Ben 1980’de Mardin’in Kızıltepe ilçesinde dünyaya geldim. 1989’un sonlarına doğru ekonomik nedenlerden ve yaşanan köy boşaltmalarından kaynaklı Adana’ya göç etmek zorunda kaldık. Ailem halen Adana’da yaşıyor. Ben gazeteciliğe kısa dönem Özgür Halk ve 1997’de ise Azadiya Welat gazetesinde önce Adana ve 1999’da ise Mersin’de çalıştım.

 

2000’in başlarında gözaltına alındım. 2000’in 4 Nisan’ında 15 yıl ceza aldım. 2005’te TCK’da yapılan yasal düzenleme çerçevesinde 2 Mart 2005’te tahliye oldum. 2005’ten 2007’ye kadar kimi yasal kurumlarda yer aldım. Bu geçen süre zarfında üç defa etkinliklere katıldığımdan kaynaklı propaganda cezası aldım, üçer ay cezaevinde kaldım. 2007’nin ilk aylarında çıktım. Ve ondan sonra Adana’da yerel yayın yapan Radyo Dünya’da çalışmaya başladım. Ta ki yapılan KCK tutuklamaları başlayana kadar da radyoda çalıştım.

Yakalandığımda Radyo Dünya’nın genel yayın yönetmeniydim. Radyo Dünya 2016’dan sonra çıkan KHK’larla kapatıldı, el konuldu desem daha iyi olur. Zaten o dönem birçok radyo, gazete ve tv kapatıldı, kimisi tekrar açıldı kimisi hala kapalı. 11 Aralık 2009’da gazeteci arkadaşım Seyithan Akyüz (Azadiya Welat) arkadaşla beraber 30 kişi gözaltına alındık. 15’e yakın tutuklandık ve cezaevine gönderildik. İddianamemiz bir yıl sonra hazırlandı. İddianamemiz geldikten sonra öğrendik ki örgüt üyeliğiyle suçlanıyoruz. Yani kısacası 2007-2009’da radyoda yapmış olduğumuz çalışmalar, haber amaçlı takip ettiğim seçim büroları açılışı, çeşitli kurum ve kuruluşlarının etkinliklerine katılıp haber yapmam dosyama delil olarak konulmuş. Bu da yetmezmiş gibi 2007’den 2009’a kadar üç defa örgüt üyesi olmuşum ve şu an tam üç kez örgüt üyesi cezası almışım. Dosyalarımın detayını aşağıda yazıyorum.

 

  1. Dosyam:  2009 KCK Adana 13 yıl 6 ay. Dosya No: 2010/669 Dosyada anadilimizle savunma yapmak istedik ama kabul edilmedi. Savunma yapmadan 2012’de ceza aldım ve Yargıtay tarafından onandı.
  2. Dosyam; Bir kişi (tanımadığım) hakkımda Emniyet Müdürlüğü’ne ifade vermiş, onun ifadelerine dayanarak (Dosya No: 2012/642 Esas Karar No: 2012/704) 6 yıl 3 ay. Yapmış olduğum tüm itirazlara rağmen cezam Yargıtay tarafından onandı. Toplamda cezam oldu 19 yıl 9 ay.
  3. Dosyam ise en ilgince ve halen İstinaf Mahkemesi’nde devam ediyor. Dosya No: 2014/191 esas. Oradan da 6 yıl 3 ay ceza aldım. Bu da diğer yukarıda yazmış olduğum dosyalarımla aynı dönemde yapmış olduğum basın yayın çalışmalarım. Bu da KCK dosyası diye geçiyor.  Bu dosya için hem kimi kuruluşlara ve en son geniş bir dilekçe ile avukatım aracılığıyla İstinaf Mahkemesi’ne başvurdum. Bir insanın aynı dönemde üç defa örgüt üyesi olamayacağını hakeza üç defa örgüt üyeliğinden cezalandırılmasının hukuka aykırı olduğunu vs. yazdım. Değerli zamanınızı almamak için dilekçenin tamamını yazmıyorum, lazım olursa avukatım üzeri temin edebilirsiniz. Bu dosya 2008’den bu yana devam ediyor. Propaganda, zaman aşımından kaynaklı düştü. Bu dosyadan 09.12.2019’da Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ceza aldım ve hala İstinaf Mahkemesi’nde devam ediyor. Bu da onanırsa 26 yıl ceza toplamda almış olacağım.
  4. Daha önce almış olduğum 2 adet propagandanın ise 2012’de çıkan yasalarla ertelendi, zaten 10’ar aydı.

 

 

Değerli arkadaşlar, yakalandığım 2009 tarihinden bu yana önce 2009-2012 arası Kürkçüler F Tipi Cezaevi, 2013-2016 arası Kırıkkale Cezaevi, 2016’dan bu yana ise şu an bulunmuş olduğum cezaevindeyim. Yaşadığım, yaşadığımız sorunlar hemen hemen aynı. En bariz örneği isteğim olmadan önce Kırıkkale ve sonra da bu cezaevine sürgün edilmem. Aileye tam 16 saat uzaklıkta, kimi arkadaşların ailesi Van’da ve ailelerimizin durumu biliniyor, bize yapılan bu zulüm ayrıca ailelerimize de yapılıyor. Adeta analarımıza siz onları neden doğurdunuz hesabı soruluyor. Birçoğumuzun anası-babası biz cezaevindeyken yaşama veda etti. Yasa olmasına rağmen güvenlik gerekçe gösterilerek son yolculuklarında yanlarında olmamıza müsaade edilmiyor. Bu yapılan, en büyük zulüm değil de nedir? Benim bu gibi olayım olmadı, ama tanık olduğum birçok arkadaşımın oldu. Zaten az da olsa bu gibi durumlar basına yansıdı.

 

Değerli arkadaşlar, şimdi de COVID-19 dönemindeyiz. Dışarının durumunu kıt olanaklarımızla takip ediyoruz. Kendini insanlığın kurtuluşçusu sayanlar, ortaya çıktı ki kağıttan kaplan imişler. Toplum öyle bir hale getirildi ki kendi gölgesinden korkar hale geldi. Komşu komşusunu, kardeş kardeşini satar bir duruma düşürüldü. Malumunuz, Trump  gibi biri bile sistemin lideri oldu. O’nun da sonunu gördük ya, daha ne isteyelim değil mi yani? Yaşadığımız coğrafyada zaten yaşananlar ortada. Dolar 10’a yaklaştı Türk parası değer kaybettikçe kayıp ediyor. Merkez Bankası ne yapacağımı bilemez hale geldi. Damat gitti Elvan’ın ise gözü yollarda kurtarıcı bekliyor. Zam üstüne zamlar oluyor toplumda ise tık yok. Dışarda bunlar oluyorken bizim zindandan ne olmasın. COVID-19 öncesi çıkmış olduğumuz sohbetler (odalar arası), aile ile yapmış olduğumuz açık görüşler kaldırıldı. Çıkmış olduğumuz spor bile son üç ay hariç kaldırıldı. Her hafta çıkmış olduğumuz spora şimdi ayda iki defa çıkarılıyoruz. Dışarda normalleşme yani tedbir namına bir şey yok. Ama cezaevinde ha bu ay ha gelecek ay normalleşme denilip süreç uzuyor. Bundan, cezaevi personeli dahil herkes şikayetçi. Tüm cezaevi 2. doz aşı da oldu, bu mektubun yollara çıkacağı Pazartesi günü ise 3. doz aşı olacağız. Her şey böyle devam edecekse aşının da bir anlamı kalmıyor. Geçen aya kadar iki odamız aynı koridorda kalıyorduk ama şimdi her bir odamız başka koridorlarda.

 

Paketler ard arda çıkıyor, şimdi ise 5. Yargı paketi çıkacağı söyleniyor. Her paket birçok kısıtlamaları getiriyor biz mahpuslara. En son iki ayda bir hediye gönderilebileceği diye bir yasa çıkardılar, bunun da sadece kitap olabileceği söylendi. Eskiden her zaman gelen kitaplar verilirken şimdi ise hediye gelen kitaplar aylarca verilmiyor; çift aylarda gelen ve tek aylarda gelen kitaplar diye sınırlandırılmış. İncelemeyi de hesaba katarsan gel de çık işin içinden. Çıkan yasalara itiraz ettiğimizde ise sonuç yok, yani kabul edilmiyor. İdarecilerle konuştuğumuzda ise “yasadır, yapabileceğimiz bir şey yok” diyorlar.

 

Bu yapılan her şeye rağmen umutlu musunuz diye söyleyen sesinizi duyar gibiyim. Tabi ki umutluyum. Her karanlığın sonu aydınlıktır. Geçen bunca uzun yıllar hiçbir şeyi eksiltmedi benden. Belki fiziken sizden uzakta bir yerde tutuluyorum ama düşünce ve fikren özgürüm. Bu yaşanan kara kışın sonunda bahara daha yakınız. Zamanımın çoğunu okuyarak geçiriyorum. Ağırlıkta tarih üzerine okumalarım oluyor. Sağlık açısından ufak tefek baş ağrılarını saymazsam iyiyim. Ciddi anlamda sağlık sorunlarım yok ama zindanın mimarisi kendi başına hastalıklara davetiye çıkarıyor. Birçok arkadaşın kronik hastalığı var. Tedavi sadece ilaçlarla oluyor, bu da kalıcı çözümden ziyade dönemsel olabiliyor.

 

Bir de yaşadığım-yaşadığımız bir sorunu daha yazmak istiyorum. Cezaevinde kalan arkadaşlar varsa bilirler; Adalet Bakanlığı 1. Derece aile dışında 3 kişi kontenjan yani arkadaşlarımızı yazabileceğimiz yasada var. Ben de Burhaniye’ye gelirken 3 kişi yazdım. Bir ana  60-65 yaşında ve bir arkadaş ise bizim bu cezaevinden çıkan bir arkadaşı yazdım. Ara sıra zaman buldukça benim görüşüme gelip gidiyorlardı. 2021 senesi içerisinde bu ana ve arkadaşın gözaltına alındığını duydum, nedeni ise kan bağı olmamasına rağmen görüşüme niçin gelip gittikleri. Neden para vb. eşyalar yatırdıklarına dair sorular sorulup 4 gün gözaltında tutulmuşlar. Yasal olarak bir hak var ama bundan faydalanmamamız için ellerinden geleni esirgemiyorlar. Başka yerde böylesi bir uygulama var mı bilemiyorum ama büyük ihtimalle vardır ve basına yansımıştır. Ama tahmin edemediğimden bilemiyorum.

 

Değerli arkadaşlar, tüm cezaevlerinde yaşanan durumlar hemen hemen aynıdır. Zaten zaman zaman yazışacağımızdan kaynaklı sizlerle paylaşmaya çalışırım yaşadığım-yaşadığımız sorunları. Bu vesileyle bu mektubumu sonlandırırken başta siz DFG çalışanları olmak üzere tüm burada bulunan arkadaşlar adına selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Yukarıda da belirttiğim gibi dosyalarım hakkında eksik bıraktığım ve ya öğrenmek istediğiniz bir şey olursa avukatımdan öğrenebilirsiniz. Yazacağım telefon numarasının değişme durumunu da göz önünde bulundurduğumuzda Mezopotamya Ajansı’nın Adana muhabirlerinden öğrenebilirsiniz. Avukatım Vedat Özkan’dır. Telefon numarası 0533 ….. Sizlere bir adet üç yıl önce çekmiş olduğum bir fotoyu gönderiyorum. Pandemi nedeniyle foto çekemiyoruz.

Özgür yarınlarda, basının sansürlenmeyeceği bir dönemde buluşma umuduyla! O günlerin yakın olduğunu biliyoruz.

 

Sevgilerimle,

 

08.11.2021

 

Kenan Karavil

T Tipi Kapalı Cezaevi Burhaniye / BALIKESİR