Merhaba sevgili arkadaşlar

Merhaba sevgili arkadaşlar

Sizi saygıyla selamlıyor özlemle kucaklıyorum. Bana göndermiş olduğunuz mektup “…terör örgütü mensuplarının haberleşmesine olanak sağladığı ve kurum asayişini tehlikeye düşüreceğinden mektubun tamamen sakıncalı olduğu tespit edilmiştir” kararıyla el konuldu. Doğal olarak yazdıklarınızdan haberdar değilim. Bilginiz olsun diye de kısa da olsa yazmak istedim.

Size bu satırları karantinadan yazıyorum. Boğuk, havasız ve nemli odamda oturmuşum. Eskiden iki cümle karalayacaksam dahi camın önüne otururdum. Bir avuç gökyüzünün göründüğü pencere sana “hayat her yerde yaşamaya değer” dedirtiyordu. Şimdi onun da bir esprisi kalmadı. Havalandırmanın üstü kafes ile kapatıldığı için on yıl sonra pencere önünde oturma alışkanlığımı bırakıp camdan en uzak yere oturmayı tercih ediyorum. Kuşlara ekmek atardım mesela eskiden. Onlar attığım ekmekle beslenir yuva kurar ve yeni minik serçelerini uçuracakları zaman önce benim bulunduğum yere getirirdi. Artık onlar da kafesten sonra terk etti zindanı. Onlar bizim olduğumuz her yeri yaşamaya değer görüyordu. Ama artık onlar da buranın yaşanmazlığına isyan etmiş olmalı. Onların terk-i diyarı, bizim zorunlu mekanımız maalesef ve her şeye rağmen kucak dolusu gülüşlerimiz duvarlarda yankılanıyor.  Ve izini bırakıyor geçtiği her yerde…

Zindanda gülmek hakkın kapısına varmak gibi her şey, kahkaha atmak ise o kapıdan içeri girmektir. Çünkü her şeye rağmen gülen, gerçek manayı keşfeden oluyor. Zindanda bundan yoksun olmak ne demek biliyor musunuz? Duvar gibi çatlamak, demir kapı gibi pas tutmak, ranza gibi eskimek ve solmak ama asla sakladığın o defterin arasından çıkamamak… Bizim esprimiz de bu, canlı, pas tutmaz ve asla eskimez.

Velhasıl. Aslında tam da içinde bulunduğum –bulunduğumuz- koşulları size anlatmak çok yerinde, anlamlı olurdu fakat el konulacağını bildiğimden yazamıyorum. Zira Bakanlığa gönderdiğim dilekçe bile gönderilmemiş, el konulmuşken bu satırların size ulaşmak imkanı kalmamış olur. Tahminimce zindandaki basıncılara dair bir rapor hazırlıyorsunuzdur ve koşullara dair bilgi istiyorsunuzdur.

Dediğim gibi oldukça ağır koşullarda kalıyorum –kalıyoruz- ve dışarıya bir mektup ile aktarma imkanı yok. 

Neyse hevalcanlar. Sevgili Halil Cibran’ın dediği gibi yazdıklarım sadece yazamadıklarımı anlatmak içindi.

Umutla ve dirençle kalın.

27.10.2021

Sibel Mustafaoğlu

Şakran Kapalı Kadın Ceza İnfaz Kurumu / Aliağa / İZMİR