Merhaba
Bu sefer biraz gecikmeli yazıyorum sizlere. Aralık ayında gönderdiğiniz mektup ve posta pulları için teşekkür ederim. Cezaevi duvarları arasında hatırlanıyor olmak çok güzel. Mutlu oldum/olduk.
Yoğun bir çalışma temposu içindesiniz. Gerek dışarının sorunları gerekse cezaevleri sorunu gündemi dolduruyor. Çocukken, dinlediğim çocuk şarkıları ve hikayeleri güzel bir dünyayı anlatırdı. Ben de hep öyle bir dünya hayal ederdim, bir çok çocuk gibi. Fakat gözlerimi açıp baktığımda, gördüğüm tek şey; savaş ve toplumsal sorunlardı. Büyüdükçe 5000 yıldır düzenin böyle sürdürüldüğünü gördüm. Bunun bir kader olduğuna da inanmadım. Çünkü sorun yumağı düzenin kurucuları olan Sümer rahiplerinden bugüne dek geçen zaman içinde nice özgürlük çıkışı gerçekleşti, gerçekleşiyor. Bir tarafta sorunsal bir düzenin geleneği, diğer tarafta özgür insanlık geleneği! Tıpkı Zerdüşt’ün karanlık ve aydınlık ikilemi gibi. İyiliğin ve aydınlığın tanrısı Mazda ile kötülüğün ve karanlığın tanrısı Ehrimen’in savaş gibi bir savaş ve mücadele sürüp geliyor. Kutsal kitapların Armagedon’u bu olsa gerek!
Bir önceki mektubumda, sorunların içerdeki tezahürünü yazmıştım. Değişen tek şey mevsimsel döngüler. Geri kalan her şey aynı. Hasta tutsaklar sorunu devam ediyor hala. Bu konuda bir çözüm iradesi de görünmüyor henüz. Güncelliğini koruyan diğer konu ise infaz uzatma durumu! Artık tahliyesi gelen tutsak öyle hemen tahliye edilmiyor. Tahliye gününden önce, bir savcının başkanlık ettiği gözlem kurulu toplanıyor ve tahliyenin uygun olup olmadığına karar veriyor. Bu uygunluğun belli kriterleri varmış gibi görünse de temeldeki yaklaşımın politik olduğunu görmek zor değil. Bu nedenle şimdiye kadar birçok tutsağın tahliyesi üç ay sonraya ertelendi. Üç ay sonra da aynı ritüel gerçekleşiyor tabi.
Mektubunuzda annelerin adalet nöbetinden bahsetmiştiniz. Zayıflık veya güçlülük niceliğe bağlı değildir. Mevcut koşullar, siyasi atmosfer vb. göz önüne alınınca önemli ve güçlü bir adım. Yansımalarını önümüzdeki süreçlerde göreceğimize inanıyorum. Tabi bunda özgür basının çabaları da yadsınamaz. Bu nedenle, çalışmalarınızın önemli katkılar sunacağına inanıyorum.
Bu kısa zaman içinde Newroz Bayramı’nı karşıladık. Yoğun katılımlı ve coşkulu geçti. Newroz şarkıları, duvarların ardındaki bizlere kadar ulaştı. Bahar büyük bir coşkunlukla karşılandı. Bizler açısından özgürleşmenin bayramı olan Newroz’un tarihsel anlamını tekrar yaşamsallaştıracağını görmek zor değil. 2022 Newroz’u bu anlamda önemli gelişmelere ve kazanımlara vesile olacaktır.
Cezaevi sürecimin sonlarına doğru geliyorum. Halihazırda üç aydan daha az bir sürem kaldı. Tabi bunun tahliye ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağını bilemiyorum. Bu konuda bir öngörüye sahip değilim. Önümüzdeki üç ay içinde göreceğiz.
Mektubunuz için tekrar teşekkür ediyor, şahsınızda tüm özgür basın emekçilerini selamlıyorum. Emeğin ve emekçinin bayramı 1 Mayıs’ınızı kutluyor, Newroz coşkunluğunun 1 Mayıs’ta da tezahür edeceğine olan inancımla selam, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Sağlıcakla kalın…
05.04.2022
Gökhan Gümüş
Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi A-6 Bafra / Samsun
