Merhabalar!
Sonsuz sevgilerimi yolluyor, her birinizi canı gönülden selamlıyorum. Çalışmalarınızda başarılar ve kolaylıklar diliyorum. Ayrıca yürüttüğünüz çalışmalardan dolayı teşekkür ediyorum.
Medya, acı içinde yaşayanları rahatlatmak, rahat içinde yaşayanlara ise acıyı tanıtandır. Gazetecilik, toplumun denetim mekanizmasıdır. Gazetecilik, halkı ilgilendiren olay ve gelişmeler karşısında soran-sorgulayan, şeffaflaştıran ve gözler önüne seren bir misyon üstlenmedir. Çağın tanığıdır. Hissettiğinin anlatır, gerçekleri ekranlara yansıtır. Sizleri düşündüğümde bunu başarabildiğinizi tahmin edebiliyorum. Yazdıklarınız, yaşamınız bunu gösteriyor.
Değerli yoldaşlar, bana gönderdiğiniz dergi için çok teşekkür ediyorum. Ancak cezaevi idaresi tarafından “yasak” denilerek verilmedi. Daha doğrusu yasak olup olmasın hiçbir edebi dergi bizlere verilmemektedir.
Değerli arkadaşlar, bir de bulunduğum cezaevi ile ilgili birkaç hak ihlali ve keyfi uygulamalara yönelik sizleri bilgilendirmek istiyorum.
İnfazla ilgili tahliye olma noktasında yasaların keyfi ve yoruma açık tutulması suretiyle uygulanması hususunda suç işlenmiştir. Tahliyeleri biten arkadaşlarımızın, tahliye süresinin üzerinden 9 ay geçmesine rağmen halen burada keyfi olarak tutulmaktadır. 6 arkadaşımızın da “iyi halli” olmasına ve hiçbir disiplin suçlarını olmamasına rağmen halen burada bulunmaktadır. Arkadaşlarımıza “tarafsız” odasına geçmeyi dayatmaktadırlar.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi E. 2021/7839. K. 2021/9849. T. 4.6.2021 kararında, örgüt suçundan hükümlü olanların açığa ayrılmaları için, bulunduğu koğuştan bağımsız bir koğuşa alınmasının gerekli olmadığı, bu yönde kanuni bir zorunluluk bulunmadığı yönünde hüküm vermesine rağmen, cezaevi idaresi bu hükmü yok sayarak arkadaşlarımızı serbest bırakmamaktadır.
Şu anda benim de denetimli serbestliğe ayrılmam gerekirdi, ancak “taraflı” konumda bulunduğumu gerekçe göstererek denetimli serbestlik talebimi reddetmektedir. Ve Yargıtay, böyle bir zorunluluğun bulunmadığını belirtmiştir. Yargıtay’ın kararı uygulanmamaktadır.
Bir diğer konu ise hastane sevkleri konusuna ilişkindir. Hastane sevkleri esnasında muayene için gittiğimiz doktor odasında jandarma kolluk görevlileri, doktor üzerinde baskı uygulayarak kelepçeli muayene dayatmasına maruz bırakılmaktayız. Bilindiği üzere ‘kelepçeli muayene’ hayvanlara yapılan bir uygulamadır. Biz de kelepçeli muayeneyi kabul etmediğimizden dolayı, muayene olmadan tekrar koğuşumuza dönmek zorunda kalıyoruz. Bizlere refakat eden jandarma yetkilileri doktorlara kelepçeyi açmama yönünde baskı uyguluyor. Bu konu ile ilgili Sağlık Bakanlığı’na ve Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaat ettik ancak hiçbir yanıt alamadık.
Değerli yoldaşlar şu anda belirteceklerim bunlardır. Tekrardan tüm arkadaşlara selamlarımı yolluyor, yaşam ve çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
09 Temmuz 2022
Abdulkadir Turay
E Tipi Kapalı Cezaevi
MARDİN