Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 12 farklı ülkeden 112 kadın gazetecinin katıldığı bir araştırmanın sonuçlarına değinen “Gazeteciliğe Karşı Seksizm Engeli” raporunu yayımladı. Raporda cinsiyetçi saldırıların medya çoğulculuğuna etkilerini incelendi ve kadın gazetecilerin maruz kaldığı cinsiyetçi davranışların, cinsel şiddet ve tacizin yayıldığı uyarısında bulunuldu.
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, gazetecilik mesleğindeki cinsiyetçi yaklaşımlar, uygulamalar ve davranışları irdelemek adına dünya çapında 112 kadın gazeteciyle görüştü. Kadın gazetecilerin 30 soruluk ankete katılımı sonucu hazırlanan “Gazeteciliğe Karşı Seksizm Engeli” adlı raporda, kadın gazetecilerin çeşitli şekillerde cinsiyetçi davranışlara, cinsel şiddet ve taciz türlerine maruz kaldığı belirtildi ve bunların yayıldığı uyarısında bulunuldu.
Şiddet ve taciz her yerde
Rapora göre kadın gazetecilere yönelik şiddet ve taciz her yerde, çoğunlukla da internette ve ardından işyerlerinde. İnternet üzerinden tehdit edildiğini ve tacize uğradığını dile getiren kadınların oranı yüzde 73. İnternet ve sosyal medyayı takip eden platform, yüzde 58 oranıyla işyerleri. Ayrıca, ankete katılan kadın gazetecilerin yüzde 47’si telefonla, yüzde 36’sı fiziksel olarak sokakta, yüzde 15’i mektupla, yüzde 13’ü ise fiziksel olarak kendi evinde şiddet ve tacize uğradığını bildirdi.
“Gazeteciliğe Karşı Seksizm Engeli” raporunda, kadın gazetecilerin en sık karşılaştığı şiddet ve taciz türleri ayrımcılık, hakaret, istenmeyen fiziksel temas, küçümseme, tecavüz tehdidi ve fiilen tecavüz olarak sıralandı. Kadın gazeteciler “Hangi tür cinsiyetçi veya cinsel şiddet ülkenizdeki kadın gazetecilere uygulanıyor?” sorusuna yüzde 84 oranında “cinsel taciz,” yüzde 30 oranında “cinsel saldırı,” yüzde 27 oranında “tecavüz tehdidi” ve yüzde 7 oranında “fiilen tecavüz” yanıtını verdi. Raporda cinsel ilişki karşılığı terfi vaadi ve sahte pornografik videoların yayılması tehdidi gibi örneklere de yer verildi.
112 ülkeden 40’ı kadın gazeteciler için tehlikeli
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütüne göre kadın gazeteciler, hem gazetecilik mesleğini yerine getirmeye çalıştıkları hem de kadın oldukları için şiddet ve tacize maruz kalıyor. “Gazeteciliğe Karşı Seksizm Engeli”nde ise bu şartlar altında kadınların hem gazeteciliğin getirdiği tehlikelerle hem de cinsiyetçi şiddetle mücadele ettiklerine dikkat çekiliyor.
Rapora göre özellikle kadın hakları, siyaset ve sporda uzmanlaşmış kadın gazeteciler tacize daha sık ve daha çok maruz kalıyor.
“Gazeteciliğe Karşı Seksizm Engeli” kapsamında incelenen 112 ülkenin 40’ı kadın gazeteciler için “tehlikeli” veya “çok tehlikeli” olarak sınıflandırıldı.
Şiddet ve taciz travmaya ve otosansüre yol açıyor
Raporda gazetecilik mesleğinde cinsiyetçi yaklaşım, uygulama ve davranışların yanı sıra şiddet ve tacizin kadın gazeteciler üzerindeki etkilerine de değinildi. Rapora göre, şiddet ve taciz kadın gazetecilerde çeşitli travmalara yol açıyor, mağdurları sessizliğe itiyor ve medyadaki çoğulculuğu azaltıyor. Taciz ve şiddet kadın gazeteciler üzerinde yalnızca stres, endişe ve korku yaratmakla da kalmıyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, hedef gösterilen ve mağdur edilen kadınların yüzde 48’inin otosansüre başvurmak zorunda kaldığını, yüzde 43’ünün sosyal medya hesaplarını kalıcı veya geçici olarak kapattığını, yüzde 21’inin başka bir uzmanlık dalı seçmeyi tercih ettiğini ve yüzde 21’inin istifa ettiğini belirtti.
Cinsel şiddet ve tacize maruz kalan kadın gazetecilerin yüzde 79’u stres, yüzde 65’i kaygı, yüzde 54’ü işini kaybetme korkusu, yüzde 50’si özgüven kaybı, yüzde 49’u hayatını kaybetme korkusu ve yüzde 36’sı depresyon yaşadığını ifade etti.
Ankete katılan kadın gazetecilerin yüzde 51’i cinsel şiddet uygulayıcısının işyerindeki üst yetkilisi, yüzde 50’si devlet ve polis görevlisi, yüzde 46’sı meslektaşı, yüzde 46’sı siyasetçiler, yüzde 35’i haberi için görüştüğü kişi veya kişiler olduğu ifade etti.
Katılımcı kadın gazeteciler “Cinsiyetçi ve cinsel şiddet dışında maruz kaldığınız şiddet türleri nelerdir?” sorusuna yüzde 36 oranında “ırkçı yorumlar ve hakaretler,” yüzde 36 oranında “homofobi,” yüzde 29 oranında “dine dayalı hakaretler” ve yüzde 19 oranında “transfobi” yanıtını verdi.
Cinsel şiddet ve tacize uğrayan kadın gazetecilerin yüzde 35’i yaşadıklarını polise bildirmediği belirtti. Bu kadınların yüzde 47’si yetkililere haber vermeme sebebini “şikayetin hiçbir yere ulaşmayacağını düşünmesi,” yüzde 46’sı “olayı unutmaya çalışması,” yüzde 37’si “kariyerini olumsuz etkileyeceğini düşünmesi” ve yüzde 34’ü “özel hayatında negatif tepkilerle karşılaşmaktan korkması” olarak ifade etti. Yaşadıkları cinsel taciz ve şiddet olayından sonra yetkilileri bildiren kadınların yüzde 43’ü şikayetlerinin işleme alınmadığını söyledi.
Kaynak: https://medyascope.tv