‘Özgür Basın kriminalize ediliyor’

14 Mart 2025
‘Özgür Basın kriminalize ediliyor’

Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nin Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Anaakımlaştırılması: Kadın Gazetecileri Savunmak adıyla hazırladığı projenin beşinci çalışmasına JINNEWS muhabiri Pelşin Çetinkaya ile devam ediyoruz.

Uğradığı saldırılara ve engellemelere rağmen gerçeği yansıtmaktan vazgeçmeyen JINNEWS muhabiri Pelşin Çetinkaya, Özgür Basın’ın gerçekleri ortaya koyduğu için kriminalize edildiğini belirterek, “Bu yüzden hedef alınıyor ve saldırıya uğruyoruz” dedi.

Her geçen gün Özgür Basın’a yönelik baskılar artarken, basın emekçileri halkın sesi olmaktan geri durmuyor. Haber takibi sırasında fiziksel ve psikolojik saldırılara maruz kalan gazeteciler, yalnızca ana akım medyanın dili dışında bir dil kullandıkları ve gerçeği halka ulaştırdıkları için hedef gösteriliyor. Gözaltı ve tutuklamaların arttığı bu süreçte, Özgür Basın emekçileri baskılara rağmen görevlerini sürdürmeye devam ediyor.

 ‘GAZETECİLİK ÇOK ÖZEL BİR İŞ’

Yaklaşık iki yıldır JINNEWS’te muhabirlik yapan Pelşin Çetinkaya, gazeteciliğin çok özel ve sorumluluk gerektiren bir meslek olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: “Biz muhabirler hem Kürdistan hem de Türkiye sahasında çalışıyoruz. Haber takibi yapmadan önce gideceğimiz bölgenin toplumsal yapısını ve yurttaşların yaşam şekillerini araştırıyoruz. Bu araştırma bizim için çok önemli çünkü toplumu tanıdığımızda, orada gelişen olayları da daha iyi anlayabiliyoruz. Farklı bölgelere haber için gittiğimizde, o bölgedeki yaşama ayak uydurmaya ve yurttaşlara onların sesi olmaya çalışıyoruz. Bu da gazetecilik açısından önemli noktalardan biri.”

Pelşin Çetinkaya, kadın gazeteci olmanın zorluklarına da dikkat çekerek, “Erkek egemen bir sistemde yaşamak zaten yeterince zorken, bir de kadın muhabir olmak çok daha zor. Ancak her yeni güne mücadele ruhuyla uyanıyorum” dedi.

KADININ TOPLUMDA SAVAŞI

Kadın olduğu için sahada hem fiziksel hem de psikolojik şiddete maruz kaldığını belirten Pelşin Çetinkaya, yaşadığı zorlukları şu sözlerle anlattı: “Çalıştığım alanda neredeyse her seferinde, kadın olduğum için şiddete uğruyorum. İçinde yaşadığımız toplumda kadınların konuşma hakkı bile çoğu zaman ellerinden alınıyor. Kadınların çalışmasına, fikirlerini ifade etmesine, ağır ekipmanlar taşımasına veya büyük işler yapmasına alışık olmayan bir zihniyet var. Tam da bu yüzden, yani konuştuğumuz, çalıştığımız ve büyük işler yaptığımız için erkek şiddetine maruz kalıyoruz.”

Haber takibi sırasında yaşadığı deneyimlerden bahseden Pelşin Çetinkaya, “Bazen bir erkeğin ‘Sen çekil, ben çekim yapacağım’ dediğine şahit oluyorum ya da bunu doğrudan davranışlarıyla gösteriyorlar. Ancak tüm bu engellemelere rağmen işimi yapmaya devam ederek en güçlü cevabı veriyorum. Onların yaptığı her işi ben de yapıyorum” ifadelerini kullandı.

 ‘ÖZGÜR BASIN YOK EDİLMEK İSTENİYOR’

Pelşin Çetinkaya, Özgür Basın’ın yıllardır saldırıya uğradığını ve yok edilmek istendiğini belirterek, yaşadığı baskıları şu sözlerle dile getirdi: “Çalıştığım her gün mutlaka polis şiddetine maruz kalıyorum. Özgür Basın mensubu olduğum için her defasında polisin hedefindeyim. Doğruyu yazdığımız, gerçeği yansıttığımız ve gizleneni ortaya çıkardığımız için sürekli baskıya maruz kalıyoruz. Ya tutuklanıyoruz, ya gözaltına alınıyoruz, ya haber takibimiz engelleniyor ya da fiziksel şiddete uğruyoruz.”

Baskılara rağmen geri adım atmadığını vurgulayan Pelşin Çetinkaya, “Bunca saldırı ve engellemeye rağmen bir an olsun çekinmedim, korkmadım ve görevimi sürdürmeye devam ettim. Aksine daha büyük bir motivasyonla haber yapmaya devam ediyorum” dedi.

 ‘VAKİT KAYBETMEDEN ÇEKİM YAPMAYA BAŞLADIM’

Haber takibi sırasında, basın mensubu olduğu bilinmesine rağmen polis işkencesiyle gözaltına alındığını belirten Pelşin Çetinkaya, yaşadıklarını şu şekilde anlattı: “4 Kasım 2024’te Elih Belediyesi’ne kayyım atandı. Ben Amed’de çalışıyorum, ancak bir açıklama ya da haber takibi gerektiğinde farklı kentlere de gidiyorum. O gün, sabahın erken saatlerinde kayyım atanan belediyenin önüne haber takibi için gittim. Kentin her caddesi abluka altına alınmıştı. Belediye önünde kalabalık bir kitle ve yoğun polis vardı. Hiç vakit kaybetmeden çekim yapmaya başladım. Olayları kayıt altına alıyor, ardından haberimi yazıyordum.”

Gün boyu polis ve yurttaşlar arasında tartışmalar yaşandığını belirten Pelşin Çetinkaya, “Yürüyüş ve açıklama yapan yurttaşlar vardı, gözaltına alınan, darp edilen insanlar oluyordu. Ben de görevim gereği bir yandan fotoğraf çekiyor, bir yandan da kayıt alıyordum. Polisler, şiddet görüntülerini çekmememi sağlamak için ya beni itiyor, ya makinemi elimden almaya çalışıyor ya da doğrudan bana şiddet uyguluyordu. Fiziksel müdahalenin yanı sıra sürekli sözlü tacize de maruz kalıyordum.” dedi.

 ‘BENİ İŞKENCE YAPARAK GÖZALTINA ALDILAR’

Pelşin Çetinkaya, kayyım sürecinde yaklaşık 20 gün boyunca Êlih’te kaldığını ve yaşananları takip ettiğini belirterek, “Bir gün yurttaşlar kayyımı protesto etmek için alanlara çıktı. Ancak polis, biber gazı, tazyikli su ve kalkanlarla saldırdı. Ben de o sırada haber takibindeydim. Polislerin yurttaşları gözaltına aldığını görünce hemen kayıt altına almak istedim. O sırada birkaç polis, basın mensubu olduğumu bildiği halde bana işkence yaparak gözaltına aldı. Kaç kez ‘Basınım’ diye bağırdığımı hatırlamıyorum bile. Polisler beni yerlerde sürükleyerek ters kelepçeyle gözaltı aracına götürdü” diye konuştu.

Gözaltı sırasında yaşadığı şiddeti anlatan Pelşin Çetinkaya, “Araca bindirildiğimde kadın bir polis bana tokat attı ve şiddet uyguladı. Polis aracında defalarca sözlü taciz ve ırkçı küfürlere maruz kaldım. Emniyete götürüldüğümde ise çıplak aramaya zorlandım. Beni arayan polis kemerimi yırttı” ifadelerini kullandı.

Pelşin Çetinkaya, maruz kaldığı tüm engellemelere, saldırılara ve işkencelere rağmen görevini sürdürmekten ve gerçeği yansıtmaktan asla vazgeçmeyeceğini vurgulayarak, kimsenin ve hiçbir şeyin gazetecilik yapmasına engel olamayacağını sözlerine ekledi.