Gazeteciler Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel hakkında ‘devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin ve ifşa’ iddiasıyla Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın dördüncü duruşmasında karar çıktı. Mahkeme; astsubay Erdal Baran’a yasak bilgileri temin ederek açıklama suçundan 7,5 yıl hapis cezası verdi. Gazeteci Yıldız’a toplam 3 yıl 7 ay 10 gün hapis cezası veren mahkeme, yasak bilgiyi “temin” suçundan beraat ettirdiği gazeteci Dükel’İ bu bilgiyi açıklamaktan 1 yıl 15 gün hapis cezasına çarptırdı.
Gazeteciler Müyesser Yıldız, İsmail Dükel ve astsubay Erdal Baran hakkında Ankara 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin ve ifşa’ iddiasıyla görülen davanın bugün yapılan 4. duruşmasından karar çıktı.
Duruşmada sanıklara son sözleri sorulurken; Baran, hükmün açıklanması geriye bırakılmasını isterken, gazeteciler Yıldız ve Dükel ise bu haktan yararlanmak istemediklerini söyledi.
“BİZ KADINLAR ÖLDÜRÜLSEK DE TUTUKLANSAK DA TÜRKİYE AYDINLIĞA ÇIKACAK”
Yıldız, “Son söz kalmadı, hukuken söylenecek her şey söylendi. Biz kadınlar öldürülsek de tutuklansak da kadınlar gücüyle Türkiye aydınlığa çıkacak” dedi. Dükel de son söz olarak beraatını talep etti.
Mahkeme; astsubay Erdal Baran’a yasak bilgileri temin ederek açıklama suçundan 7,5 yıl hapis cezası verdi. Gazeteci Yıldız’a toplam 3 yıl 7 ay 10 gün hapis cezası veren mahkeme, yasak bilgiyi “temin” suçundan beraat ettirdiği gazeteci Dükel’İ bu bilgiyi açıklamaktan 1 yıl 15 gün hapis cezasına çarptırdı.
Gazeteci Yıldız, savcının 41 yıla kadar hapis istemiyle verdiği mütalaasına karşı savunmasını yaptı. Yıldız, daha önce de firari FETÖ’cü eski savcı Zekeriya Öz tarafından da kendisine kurulan kumpastan cezaevinde yattığını hatırlatarak, mevcut davaya ilişkin “Bu davada kaç kişiyiz; üç. Benim ‘İntikamname’ olarak nitelendirdiğim iddianame kaç sayfa; 180. Dosyada ne var; yine haberler ve telefon tapeleri. Demek ki 10 yılda, yani ‘FETÖ’ döneminden bugüne, hiçbir şey değişmemiş” diye konuştu.
"CASUSLUK FAALİYETLERİ BÖYLE DEŞİFRE EDİLİYORSA YANDIK DEMEKTİR"
Yıldız, MİT Başkanı Hakan Fidan’ın MİT’in 2020 yılı faaliyet raporundaki “Teşkilâtımız 2020 yılı içerisinde kanunun verdiği yetki ve sorumluluk hâlinde… terörle mücadeleyi uluslararası boyuta taşımış, istihbarata karşı koyma alanında ülkemizi hedef alan casusluk faaliyetlerini deşifre etmiş, teknik istihbaratı çalışmalarını ana bileşeni hâline getirmiştir” sözlerini hatırlattı. Yıldız bu sözlerin kendi dosyalarını da ilgilendirdiğini ifade ederek, “Bu sözlerin davamızla ilgisi ne mi? Başlangıcı 'askeri casusluk' iddiasıyken, üçüncü gün suçun nevi değiştirildi ya; eğer MİT diğer casusluk faaliyetlerini de böyle ‘deşifre’ etti ve ediyorsa, yandık demektir” diye vurguladı.
"FETÖ HALA İKTİDARDA DERSEM YANLIŞ MI OLUR?"
Yıldız, telefonlarının illegal şekilde dinlendiğine dikkat çekerek, “MİT'in dosyadaki o kağıt parçasından sonra, bu da telefonlarımın çok önceden illegal şekilde dinlendiğinin delili değil midir? Şimdi sormak istiyorum. Telefonlarımı kimler, illegal şekilde dinledi, dinletti? Ve bunları “FETÖ'cüler” başta olmak üzere birilerine servis edenler kimlerdir; amaçları nedir? Şu tablodan sonra, ‘Demek ki, FETÖ hâlâ tüm gücüyle iktidarda’ dersem yanlış mı olur?” diye sordu.
Yıldız, davada gazetecilik faaliyetinden dolayı yargılandıklarını kaydederek, “Bu dava, bağımsız gazeteciliği ortadan kaldırıp, halkın bilgi ve fikir sahibi olmasını engelleme davasıdır” dedi.
Yıldız, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı’nı da anımsatarak, “Ve dahi bu dava, bizzat Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 6 gün önce açıkladığı 'İnsan Hakları Eylem Planı'nı her yönüyle boşa çıkaran bir davadır. Biliyorum; birtakım güç ve güçlüler tarafından ‘diken’ sayılıyoruz. Biliyorum; artık adalet tanrıçası Themis'in yerini başka tanrılar aldı” diye konuştu.
KARAR AÇIKLANDI
Mahlemenin kararı şöyle:
1- Sanık Erdal Baran yönünden TCK 327'den cezalandırılması istemiyle açılan davada TCK 334'te kaldığı anlaşıldığından, 2 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına; değişik zamanlarda aynı eylemin birden fazla kez gerçekleştirilmesi nedeniyle 1/2 oranında arttırılmasına. İndirimle 2 yıl 6 ay
2- EB hakkında TCK 329'dan açılan davada TCK 334'dan 4 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına. Aynı eylemin değişik zamanlarda gerçekleştirilmesi nedeniyle 1/2 oranında arttırılmasına. İndirimle 5 yıl.
3- Müyesser Yıldız TCK 327'den cezalandırılması istemiyle açılan davada TCK 336'te kaldığı anlaşıldığından, alt sınırdan 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına; değişik zamanlarda aynı eylemin birden fazla kez gerçekleştirilmesi nedeniyle 1/3 oranında arttırılmasına. İndirimle 1 yıl 1 ay 10 gün
Hapis cezasının miktarı göz önüne alınarak ertelenip 1 yıl 1 ay 10 gün denetim süresi belirlenmesine;
4- Müyesser Yıldız TCK 329'den cezalandırılması istemiyle açılan davada TCK 336'da kaldığı anlaşıldığından, takdiren alt sınırdan... 2 yıl 6 ay
5- Dükel'in TCK 327'den beraatine
6- Dükel'e toplam 1 yıl 15 gün hapis cezası; verilen cezanın ertelenmesine ve 1 yıl 15 gün denetim süresi belirlenmesine karar verildi.
7- Baran'ın tahliyesine ve yurtdışına çıkış yasağı konmasına
8- Yıldız'ın yurtdışına çıkış tedbirinin devamına.
9- Dükel'in yurtdışı tedbirinin kaldırılmasına
NE OLMUŞTU?
Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel 8 Haziran 2020’de ‘askeri casusluk’ suçlamasıyla evlerine yapılan baskınla gözaltına alındı. Üç günlük gözaltının ardından Dükel serbest bırakıldı, Yıldız ise tutuklanarak Sincan Cezaevi’ne konuldu. Yıldız ile birlikte haber kaynağı Erdal Baran da tutuklandı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianamede gazeteciler Müyesser Yıldız ve İsmail Dükel ile Erdal Baran’ın “Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklama” suçlamasıyla 17.5 yıla kadar hapisleri talep edildi. 9 Kasım 2020’de görülen ilk duruşmada Yıldız, yurtdışına çıkış yasağı konularak tahliye edildi. Mahkeme ayrıca sanıklar hakkında TCK’nin 327. maddesinde düzenlenen ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek’ suçlamasıyla Ankara Başsavcılığı'na bildirimde bulunulmasına karar verdi.
Davanın ikinci duruşmasında, gazeteciler hakkında “zincirleme şekilde devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek” suçu uyarınca hazırlanan ikinci iddianame dava dosyasıyla birleştirilmişti.
Davanın üçüncü duruşmasında, üç ismin de Türk Ceza Kanunu’nun 327’nci ve 329’uncu maddelerinde düzenlenen suçlamaların zincirleme bir şekilde ihlal edildiğini öne sürerek, 41 yıla kadar hapislerini istemişti.
Kaynak: https://www.cumhuriyet.com.tr