
Gazeteci, yazar Musa Anter'in cinayetiyle ilgili avukat Türkdoğan "Gerçeğin açığa çıkmasını istiyoruz" dedi, zamanaşımının işletilmemesi talebi kabul görmedi.
Birleştirilen JİTEM ana dava, Musa Anter ve Ayten Öztürk davası, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Dosyanın Musa Anter cinayeti bakımından zamanaşımına uğramasına 5 gün kaldı. Mahkemenin bugünkü duruşmada kararını açıklaması bekleniyordu ancak dava 21 Eylül'e bırakıldı.
Sabah 9.45 sıralarında başlayan duruşmaya Dicle Anter'in yanı sıra HDP milletvekilleri Fatma Kurtalan, Kemal Peköz, Abdullah Koç, CHP milletvekili Yıldırım Kaya, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, ÇHD Ankara Şubesi Başkanı Murat Yılmaz da katıldı.
Sanık Hamit Yıldırım'ın avukatı, müvekkilinin sağlık sorunları nedeniyle adli kontrol yükümlülüğüne uymadığını, duruşmaya da bu sebeple gelmediğini söyledi, ancak mahkemeye bir evrak sunulmadı.
Hamit Yıldırım, 5 Eylül 2022'de imza vermesi gerekirken adli kontrol randevusuna gitmedi.
ANTER: SÖYLENECEK PEK BİR ŞEY KALMADI
İlk olarak müdahil Dicle Anter söz aldı:
“Bu şartlar altında babamın davasıyla ilgili söylenecek pek bir şey kalmadı. Babamın öldürüldüğü dönem Kürtler için kabus gibi günlerdi, ölüm kol geziyordu.
"AİHM Türkiye’yi mahkum etti, duruşmalar başladı. Sanık Hamit Yıldırım 5 yıl tutuklu kaldı, tahliye edildi. Dava Ankara’ya alındı, yıllar geçti ve bugünlere geldik.
"Musa Anter cinayeti 20 Eylül’de zamanaşımına uğrayacak. Ama insanlık suçlarında zamanaşımı olmaz, cinayetin aydınlatılması için mücadalemiz devam edecek.
"Susurluk raporundan başlayarak tanıklar ve sanıklar bu olaylar hiç yaşanmamış gibi ifadeler verdiler. Tanıklar namus ve şerefleri üzerine yemin etmişti...
"Mehmet Eymür ifade verdi, bütün bilgiler MİT ve Genelkurmay’da dendi, Miroğlu bu konuda da sorgulanmadı. Geçen dönem AKP vekiliydi şimdi MYK’da. 'Bu cinayeti PKK ve JİTEM birlikte işledi' dedi, Mehmet Eymür’ün bu tanıklığı sonrası duruşmalara bile gelmedi.
"Dönem değişse de adalet yerini bulacak mı bilmiyoruz çünkü şu anki muhalefet içinde de o dönemin yetkilileri var.
"Bu davanın peşini bırakmayacağız, biz olmasak gelecek nesiller bırakmayacak.”
“BU DAVA HİÇ BİTMEYECEK”
Ardından avukat Öztürk Türkdoğan şunları söyledi:
“Müvekkilim kaygılarını aktardı, bu kaygıların en büyüğü davanın zamanaşımıyla bitirilmesi. Ancak insanlığa karşı suç kapsamında olması ve AİHM’in bu dosyayla ilgili verdiği karar gözetilerek bu davanın bu şekilde bitirilemeceyeğini belirtmek istiyorum. Böyle bir düşünceniz varsa vazgeçin.
"Neden insanlığa karşı suç kapsamında? Meclis Araştırma Komisyonu 12 Ekim 1995 tarihli faili meçhul cinayetleri araştırma komisyonunda özellikle Anter cinayetine değiniliyor ve toplumun bir kesimine korku salma suçunu işlediği tarih ediliyor. Bu suç, 1995’te itiraf edilmiş oluyor.
"O dönem komisyon çalışmaları zorlaştırıldığı için de suç duyuruları yapılıyor. Ama bu raporun gereği yerine getirilmedi. Ama insan hakları örgütlerinin, ailelerin çabalarıyla bu davalar açtırıldı. Ancak şimdi de zamanaşımı sorunuyla karşı karşıyayız.
"Biz hakikatin açığa çıkmasını istiyoruz. Aksi halde davayı kapatmanız yeni ihlaller yaratacaktır ve bu dava hiç bitmeyecek, belki ikinci nesil bu davayı izlemeye devam edecek.
"1993 yılında da Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu, ancak o raporun da gereği yerine getirilmedi. Sonra da Susurluk Komisyonu raporunda aynı sorunlar anlatıldı. Devletin içindeki suç örgütlerinin açığa çıkarılması talepleri vardı. Mehmet Ağar suç örgütü lideri olmaktan hüküm giydi, yarın yine mahkeme karşısında olacak ama failler hiçbir zaman hak ettiği cezaya çarptırılmıyor. Şu anda bu tür raporlar hazırlanması için sunulan önergeler bile kabul edilmiyor.
"Gerçeği mahkemeniz açığa çıkaracak. Zamanaşımına karşı tefrik taleplerimiz de kabul edilmedi. Şimdi ayırma kararı veremezsiniz, artık bu davalar madem birleştirildi, sonuna dek bu şekilde yargılama sürmeli, ayırma kararı veremezsiniz. Şimdi zamanaşımı için ayırma kararı verirseniz sözleşmenin (AİHS) çok ciddi ihlali olacaktır.
"Abdülkadir Aygan’ın ifadesi mutlaka alınarak tüm eksikler bir an önce tamamlanmalı.”
SANIK AVUKATLARINDAN ZAMANAŞIMI TALEBİ
Sanık Savaş Gevrekçi'nin avukatı, “Müvekkilimin masum olduğu ortaya çıkmıştır, zaten davada zamanaşımına gelinmiştir. Davayı siyasi atmosfere mi sokacağız, yoksa dava mı görülecek? Davanın düşmesine karar verilmesini talep ediyorum" dedi.
Hamit Yıldırım'ın avukatı, "Müvekkilim adli kontrol hükümleriyle dışarıda, ancak sağlık sorunları nedeniyle geçen hafta imzaya gidemedi. Karşı taraf gibi biz de gerçeğin açığa çıkmasını istiyoruz ancak dosya zamanaşımına girmiş durumda. Yasalar açık. Dava niteliği içeriği itibariyle üzücü tabii, ancak medyatik bir olay. Müvekkilim hakkında tetikçi, katil deniyor. Müvekilim masumiyet karinesinden yararlanmalıdır, diğer tüm insanlar gibi. Müvekkilim hakkında Aygan'ın gazeteye verdiği beyandan başka da delil yok. Aygan'ın ifadesinin duruşma salonunda alınmasını talep ediyoruz" diye konuştu.
Mahkeme ara kararında firari sanıklar hakkındaki yakalama emirlerinin devamına, sanık Hamit Yıldırım'ın adli kontrol tedbirinin ölçülüğü koruduğunu düşünüldüğünden kaldırılması talebinin reddine hükmetti.
Mahkeme, insanlığa karşı suç kapsamında, zamanaşımının reddine karar verilmesine dair taleplerin nihai kararda hükme bağlanacağını ifade etti. Yine dosyaların ayrılmaması kararı için de gelecek celse karar verileceğini belirtti.
Bir sonraki duruşma 21 Eylül'de görülecek.
Kaynak:https://bianet.org/bianet/insan-haklari/267158-musa-anter-davasi-zamanasimi-sonrasina-birakildi