Mezopotamya Ajansı’nın 263 bin takipçili X (Twitter) hesabı geçtiğimiz günlerde JINNEWS ve Yeni Yaşam’ın hesaplarıyla birlikte sansürlendi.
Ajansın bunun üzerine açtığı yeni hesap da X tarafından askıya alındı. X’e yapılan itirazlardan henüz bir sonuç çıkmış değil.
Ajansın editörlerinden Dicle Müftüoğlu, Mezopotamya Ajansı'nın daha önce de sık sık engellemelerle karşılaştığını söyledi. Bu durumun geçmişte genellikle ajansın internet sitesine yönelik olduğunu, internet sitelerinin bugüne kadar 40 kez erişime engellendiğini, ancak bu durumun son dönemde sosyal medyaya taşındığını ifade etti.
Engelin bir mahkeme kararına dayanıp dayanmadığını bilmediklerini söyleyen Müftüoğlu, X’in konu hakkında verdiği bilginin sınırlı olduğunu aktardı.
“Elon Musk’ın Twitter'ı almasından sonra platformda birçok şey değişti. Bir de Türkiye’nin Ekim 2020’de getirdiği platformlara Türkiye’ye temsilci atama zorunluluğu var. Türkiye, istediklerinin yapılmaması durumunda bant genişliğini daraltabiliyor.
Hal böyle olunca platform devletin isteği ve ya kendi kararıyla ‘uygun bulmadığı’ hesapları sansürleyebiliyor. Zaten Facebook çok uzun bir dönemdir Mezopotamya Ajansı’na bir nevi sansür uyguluyordu. Çok aboneli hesabımız kapatıldı. Sonrasında açtığımız yeni hesabın da görüntülenmesi çok düşük.
Sosyal medya platformları günümüz haberciliğinde önemli bir yere sahip. İnsanların habere ulaşması açısından büyük bir faktör. İnsanlar artık haberlere sosyal medya platformları üzerinden ulaşmayı tercih ediyor. Doğrudan internet sitelerine gitmek yerine Twitter, Facebook, Instagram gibi araçlar üzerinden haber akışını takip ediyor. Sansürlenmemiz bizi sosyal medyada görünmez yapıyor. Bu da okurlarımızın haberlerimize ulaşamaması anlamına geliyor. Toplumun doğru bilgiye erişiminin de engellenmesi anlamını taşıyor."
“DEVLETİN MAKBUL GAZETE YARATMA ÇABASI"
Müftüoğlu ayrıca sansürün Türkiye'deki siyasi atmosferden ve Suriye’nin kuzeyindeki operasyonlardan bağımsız olmadığı görüşünde.
Ona göre sansürün arka planında ‘yeni barış süreciyle’ birlikte Suriye’nin kuzeyinde gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in SİHA saldırısıyla öldürülmesi ve Tişrin Barajı’na yönelik saldırılar var.
Sivil kayıpların yaşandığı operasyonlar sırasında Kürt medyasının gerçekleri aktarmasının engellenmeye çalışıldığını belirten Müftüoğlu "Devletin yeni makbul gazete yaratma çabası bu. Kürt medyasına yönelik sistematik baskının bir parçası. Kürt medyasının geniş kitlelere ulaşmasını zorlaştırıyorlar ve bağımsız habercilik üzerine ciddi bir baskı oluşturuyorlar" diye konuştu.