Gazeteci Aziz Oruç’a verilen beraat kararının gerekçesinde, ifade özgürlüğüne dikkat çekilerek, paylaşımların şok etkisi olsa da örgütün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru göstermediği kaydedildi.
Gazeteci Aziz Oruç’un, sanal medya X hesabından 2016 yılında paylaştığı 16 haber paylaşımı gerekçesiyle “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla yargılandığı Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Oruç’un avukatı davayı Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıdı. İstinaf Mahkemesi 2. Ceza Dairesi 28 Ekim 2020’de başvuruyu esastan reddine karar verdi. Oruç, avukatı aracılığıyla kararı Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’ne taşında ve bozuldu.
Yeniden yapılan yargılamanın 5 Aralık’ta görülen ilk duruşmasında mahkeme beraat kararı verdi. Verilen beraat kararının gerekçesi açıklandı.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE VURGU
Gerekçeli kararda, ifade özgürlüğünün Anayasasının 26’ncı maddesi ve Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına dair Sözleşmenin 10’uncu maddesi ile teminat altına alındığı belirtildi. Kararda, 11 Nisan 2013 tarih ve 6459 sayılı Kanunun 8’inci maddesi ile yapılan değişiklik sonucu; örgütünün propagandası suçunun oluşabilmesi için; örgütün ‘cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da teşvik edecek şekilde’ yapılması zorunlu kılınarak, sınırlamanın AİHS'ne uygun hale getirilmesinin amaçlandığı belirtildi.
Yargıtay içtihatlarına da yer verilen gerekçenin sonuç kısmında şu ifadeler yer aldı: “ (…) iddianamede belirtilen paylaşım içeriklerinin suçun unsurları karşısında, saldırgan, şok eden, rahatsızlık veren içeriği olduğu, ancak, örgütün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek bu yöntemleri övecek, ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek nitelikte olmadığı, anlaşılmakla, atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından sanığın beraatine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”
Gerekçede Oruç’un, oy birliği ile beraatına karar verildiği vurgulandı.