İktidarın yargıyı gazetecilere yönelik sopa olarak kullanmasına tepki gösteren basın meslek örgütü temsilcileri, meslektaşlarının serbest bırakılmasını istedi.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Amed, Êlih ve İstanbul'da yapılan ev baskınlarında Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) Başkanı Roza Metîna'nın da aralarında olduğu 10 gazeteci gözaltına alındı. Gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösteren gazeteci meslek örgütleri, gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.
'BURADA YARGILANAN GAZETECİLİKTİR'
Baskı ve sansürün gittikçe arttığına dikkati çeken Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Selman Çiçek, gazetecilerin mesleklerini icra ettikleri için gözaltına alındığını kaydetti. Gazetecilere yönelik artan baskıya işaret eden Çiçek, "Türkiye gittikçe bir kaosa sürüklenmektedir. Yolsuzluk ve yoksulluk had safhaya ulaşmış durumdadır. Bunu aşamıyor ve bunu aşamadığı için gerçeğin tek sesi olan özgür basına saldırıyor. Çünkü kendisine yaratmış olduğu bir basın mecrası var. Bu basın mecrası adeta üç maymunu oynuyor. Ama özgür basın gerçeği, hakikati ne pahasına olursa olsun yazmaya devam ediyor. Bugün de bu gazeteci arkadaşlarımız bu gerçekliği, bu hakikati yazdırdıkları için gözaltına alındılar" ifadelerini kullandı.
Gazetecileri meslektaşlarıyla dayanışmaya çağıran Çiçek, "Buradan bir kez daha halkımıza meslektaşlarımıza, meslek gruplarına çağrı yaparak dayanışmaya çağırıyoruz. Hakikatin sesi kısılamaz diyoruz. Ve bir kez daha altını çizi çize söylüyoruz: Gazetecilik suç değildir" dedi.
'TÜRKİYEDE GAZETECİLİK TEHTİD ALTINDA'
Türkiye Gazeteciler Sendikası Diyarbakır Temsilcisi Başkanı Mahmut Oral, kritik süreçlerde gazetecilere yapılan operasyonları hatırlatarak, "Ne zaman Türkiye'de bir şeylerin önü açılıyor olsa birtakım gizli eller adliye raflarında bekleyen dosyaları yeniden sürece, işlerli yapıyor. Kabak yine gazetecilerin başına patlıyor" diye konuştu.
'İKTİDAR GAZETECİLİĞİ TERÖRİZM OLARAK GÖRÜYOR'
İktidarın gazeteciliği "terörizm", gazetecileri "terörist" olarak gördüğünü, hukuku da "sopa" olarak kullanması sonucu gazetecilerin gözaltına alındığının altını çizen Oral, "Biz bu operasyonun gazetecilere yönelmesini kesinlikle kabul etmiyor ve kınıyoruz. Yetkililere bir an önce sürecin şeffaf bir biçimde ilerlemesi konusunda çağrıda bulunuyor ve gazeteci arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını umut ediyoruz" diye belirtti.
Türkiye'de gazeteciliğin tehdit altında olduğunu dile getiren Oral, "AKP iktidarı bu tescili her geçen gün biraz daha boyutlandırıyor ve şiddetlendiriyor. Gazetecilik önemli bir risk alanı haline dönüşüyor. Tabii ki amacı gerçekleri örtbas etmektir. Yine gerçeklerden korkan bir iktidar ve gerçekleri örtbas etmek için gazetecilere baskı kuran, düzen kuran, suç uyduran bir iktidarla karşı karşıyayız. Biz gazeteciliğin suç olarak kabul edilmesini kesinlikle onaylamıyoruz. Gazetecilik suç değildir, diyoruz. Türkiye'de gazeteciler her zaman çok ciddi tehdit altındalar. 12 gazeteci meslektaşımız tutuklu durumda. Onların da bu vesileyle serbest kalmalarını umut ediyor. Bütün meslek örgütlerini bu konuda dayanışmaya davet ediyoruz" şeklinde konuştu.
'DAYANIŞMA İÇERİSİNDE OLALIM'
Gözaltılar arasında gazetecilerin, yazarların, karikatürist, sinemacı, entelektüellerin olduğunu belirten Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Basın-İş Temsilcisi Hakkı Boltan, "Bu da bize iktidarın asıl hedefinin bu olduğunu gösteriyor. İktidarın hedefinde aydınlar var. Bu saldırı Özgür Basın'ın gerçeği şeffaf bir şekilde kamuoyuna aktarmasına yönelik bir tahammülsüzlüktür. Bu saldırı, iktidarın son süreçte muhalefete ve özellikle Kürtlere yönelik siyasetini teşhir eden gazeteciliğedir. Bu faşist iktidara karşı dayanışma içerisinde olmalıyız" diye belirtti.
TUNA’DAN GİZLİLİK KARARINA TEPKİ
Gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösteren Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Sekreteri Banu Tuna şunları söyledi: “Dosyalar hakkındaki gerekli gereksiz alınan gizlilik kararları, daha pek çok uygulama gibi bu baskıcı dönemin hak alanını daraltmak için kullandığı yöntemlerden biri oldu. Davet üzerine gidip ifade verebilecek gazeteciler, sırf üzerlerinde bir şüphe atmosferi yaratmak için ev baskınlarıyla, sabaha karşı gözaltına alınıyor, dosyalar hakkında gizlilik kararları alınıyor. Avukatlarıyla görüşmeleri engelleniyor. Bu yöntem hem onları korkutmak, yıldırmak hem de kamuoyunda bir önyargı oluşturmak için kullanılıyor. Meslektaşlarımızın durumu ve neyle suçlandıkları hakkında derhal bilgi almak istiyoruz, bir an önce serbest bırakılmalılar” diye belirtti.
IŞIK: “İKTİDAR GAZETECİLERE YARGI SOPASINI GÖSTERİYOR”
Ülkede her gün kadın ve çocuk katliamlarının yaşandığını belirten Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) Yöneticisi Aysel Işık, “Kadınlar sokaklara çıkarak faillerin cezalandırılması ve ihalelerin son bulması için seslerini yükseltirken, iktidar bu sesi kısmak ve bu sesin topluma ulaştırılmaması için medyaya baskı yapıyor. Gazetecilere açıktan yargı sopasını gösteriyor. Bununla da yetinmeyen iktidar, gazeteci arkadaşlarımıza şiddet uyguluyor, gözaltına alıp, tutukluyor. Bugün çok sayıda gazeteci arkadaşımız, evleri basılarak gözaltına alındı. Arkadaşlarımızın gazetecilik faaliyetinden dolayı gözaltına alındığını biliyoruz” diye belirtti.
“İKTİDAR ÖZELLİKLE KADIN GAZETECİLERİ HEDEF ALIYOR”
“Gözaltına alınan gazetecilerin arasında MKG Başkanı’mız Roza Metina da bulunuyor” diyen Işık, herkesin Roza Metina’yı yakından takip ettiğini ve gazeteciliğine de tanık olduğunu söyledi. Işık sözlerinin devamında şöyle konuştu: “Arkadaşımız yargı kıskacına alınarak sistematik bir şekilde gözaltına alındı. Bizler bunun nedenini çok iyi biliyoruz. İktidar özellikle kadın gazetecilerin seslerini kısmaya çalışıyor. İktidar kadın gazetecileri gözaltı ve tutuklama ile susturmaya ve hakikatin üstünü örtmeye çalışıyor. Fakat iktidarın bu çabası nafiledir. Kadın gazeteciler olarak Meclis kürsüsünde bizlere savrulan tehditlere, sahada uygulanan şiddete dün susmadığımız gibi bugün de susmayacağız. Hakikatten taviz vereceğimizi sananlara cevabımızı kameralarımız, fotoğraf makinalarımız ve kalemlerimiz ile vereceğiz.”
“GAZETECİLİĞE SAHİP ÇIKALIM”
Meslek örgütlerine çağrıda bulunan Işık, sözlerini “Gün susma günü değil, hakikat gazeteciliğine sahip çıkma ve özgür basına dönük saldırılara ortak mücadele hattında buluşarak cevap olma günüdür” ifadeleriyle bitirdi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı
https://expressioninterrupted.com/tr/meslek-orgutlerinden-gozaltilara-tepki-gazeteciler-derhal-serbest-birakilmali/