Gözaltı ve tutuklamalar Özgür Basın’ı yıldıramaz!

Gözaltı ve tutuklamalar Özgür Basın’ı yıldıramaz!

 

Gözaltı ve tutuklamalar Özgür Basın’ı yıldıramaz!

Türkiye'de basın özgürlüğüne yönelik baskılar sistematik bir şekilde sürüyor. Gazeteciler her gün yeni  gözaltı operasyonlarıyla uyanırken, bu gözaltı furyaları sadece izlenilmekle kalınıyor.

İktidarın siyasi ve ekonomik krizler yaşadığı bu süreçte, ilk hedeflenen yine basın emekçileri oluyor. Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) verilerine göre, Türkiye basın özgürlüğü sıralamasında “çok vahim” durumda olan ülkeler arasında yer alıyor.

Türkiye'de basın özgürlüğü meselesi değerlendirilirken özellikle Özgür Basın üzerindeki baskılar daha fazla değerlendirilmeli. Çünkü genel olarak tüm basın emekçileri yoğun bir baskı altındayken, Özgür Basın çalışanları ve Kürt gazeteciler bu baskıyı iki kat daha ağır hissediyor. Türkiye, önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da Kürt gazeteciler için bir cezaevine dönüşmüş durumda. Şimdiye kadar tutuklu arkadaşlarımızın özgürlüklerine kavuşmasını beklerken, bu süreçte yeni tutuklanmalarda gerçekleşti.

Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin , Kuzey ve Doğu Suriye'de haber takibi sırasında 19 Aralık'ta Türkiye tarafından SİHA ile hedef alınarak katledildi. Bu katliamları İstanbul’da protesto eden gazeteciler Gülistan Dursun , Hayri Tunç , Enes Sezgin , Osman Akın , Can Papila , Pınar Gayıp ve Serpil Ünal , 22 Aralık'ta gözaltına alınarak, tutuklandı. Aynı zamanda Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerine yönelik operasyonda gözaltına alınan Etkin Haber Ajansı muhabiri Züleyha Müldür de tutuklandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, 17 Ocak'ta gerçekleşen ev baskınlarında gazeteciler Necla Demir , Rahime Karvar , Ahmet Güneş , Welat Ekin , Vedat Örüç ve Reyhan Hacıoğlu , “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı. Aynı soruşturma kapsamında, 22 Ocak'ta gazeteci Eylem Babayiğit de evine yapılan baskınla gözaltına alınarak tutuklandı. Son süreçte toplam 2 gazeteci katledildi, 14 gazeteci ise tutuklandı.

Bunun yanı sıra, gazeteci Seyhan Avşar , Ahmet Doğan Akın ve Candan Yıldız hakkında da Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'e dair sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek soruşturma başlatıldı.

Gazetecilerin tutuklanması, mesleklerini icra etmeleri engellenirken, dışarıda çalışan gazetecilerin de haber yapmaları, baskılarla engelleniyor. Serbest bırakılan gazeteciler bile sürekli gözdağı ve yıldırma politikalarıyla karşılaşıyor; zamanlarının büyük kısmı adliye koridorlarında geçiyor.

Bir kez daha söylemek istiyoruz : Gazetecilerin tutuklu olduğu bir ülkede basın özgürlüğünden bahsetmek mümkün değil.

Tüm bunların yanı sıra sansür ve yayın engelleri de hız kesmeden devam ediyor. Haber ajansları ve medya kuruluşları, sistematik bir şekilde sansüre maruz bırakılıyor. AKP iktidarı, beğenmediği haber içeriğine erişim engeli getiriyor. Bu süreçte halkın sesi olan Yeni Yaşam Gazetesi , JINNEWS ve Mezopotamya Ajansı (MA) gibi ajansların sosyal medya hesaplarına erişimi engellendi.

Yeni yıl ile birlikte Türkiye'de demokrasi ve adalete olan inancın yeniden yeşermesi için bazı girişimler yapılırken, diğer yandan gazetecilere yönelik bu saldırılar ülkenin demokrasisinin ne kadar gerilediğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Basının özgür olmadığı bir yerde, toplumun özgürlüğünden ve demokrasiden bahsetmek mümkün değildir. Bizler, tutuklu gazetecilerin meslektaşları olarak bir kez daha buradan sesleniyoruz: Halkın sesi olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Gerçeklerden taviz vermeyeceğiz. Gazetecilere yönelik bu baskı politikasının sona ermesi ve cezaevlerindeki tüm gazeteci arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

Ve şunu her zaman haykıracağız: “Gazetecilik suç değildir!”

 

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG)-Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG)